Çarşamba, Ağustos 30, 2006

Tatil...

Geçen hafta itibariyle ruhum ve bedenim dinlenmede.. Nihayet tatile çıkabildik.. Eşim de ben de herşeyin dahil olduğu, havuzbaşı tatillerinden hoşlanmadığımızdan, tatil için kendimize muazzam bir vadi seçtik..
Sevgili Ahmet Bey tasarlamış, çalışmış, çabalamış ve 'Kent Bezginleri' için çok güzel bir konaklama alanı oluşturmuş.. Biz de gittik, kaldık, yedik, içtik, gezdik.. Kendimizi aileden hissettik.. Sonra da İzmir'e doğru yol aldık... Detaylar haftaya burada:) Sevgiyle, sağlıcakla kalın...

Salı, Ağustos 22, 2006

Altıneller El Sanatları Festivali

Nihayet geçenlerde 4.sü düzenlenen Altıneller El Sanatları Festivalini gezme fırsatı buldum ve kendi kendime iyiki geldim dedim.. Gerçekten de kaçırsaydım çokk üzülürdüm.. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Beyoğlu Belediye Başkanlığının ortaklaşa düzenlediği festivalde; farklı yörelerden gelen sanatçılar eski Türk Evi tarzında hazırlanan standlarda ürünlerini sergiliyorlardı.. 20 Ağustosa kadar süren festivali umarım İstanbul'da olanlarınız gezebilmişlerdir... Birkaç fotoğraf karesini sizlerle paylaşmaya çalıştım... Ahşap işçiliği, seramik/çini işçiliği, dokumacılık, bakırcılık, maraş işleri, geleneksel giysili bebek yapımcılığı, bastonculuk, tel kırma işleri, gümüşçülük, sedefkarlık, semercilik, hat, ebru, tezhip, minyatür, çömlekçilik, cam işçiliği, dericilik, yemenicilik gibi bir çok el sanatlarından ustalar ve ürünleri vardı.. Hazır önümüze gelen ürünleri yapılırken görmek çok güzel ve bir o kadar da takdire şayandı.. Umarım işçilikleri altınbilezik olan bu altınelli ustalar, altın bileziklerini kendilerinden sonraki nesillere aktarabilirler.. Değer görmeleri, unutulmamaları dileğiyle.. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık..









Bu da altın renkli, mis kokulu ve kesinlikle katkı maddesi içermeyen kayısı suyumuz.. Fotoğrafın kusuruna bakmayın zira yakından alayım derken bardağın tepesini kare dışında bırakmışım, işe geç kaldığım için de apar topar evden çıktım ve bir daha da fotoğraf çekemedim.. Siz fotoğrafın kusuruna bakmayın, sadece rengin güzelliğini görmeniz açısından siteye ekledim:)

Kayısı suyunun yapılışı inanılmaz kolay; yaklaşık yarım kilo kayısıyı yıkadım, çekirdeklerini çıkardım, orta büyüklükte çelik tencereye koydum ve göz kararı şeker ekledim.. Sonra da tencereyi ağzına kadar su ile doldurup (yaklaşık 2 lt) kaynamaya bıraktım.. Kaynamaya başladıktan sonra biraz altını kıstım ve kayısıların iyice yumuşamasını bekledim.. Kayısılar iyice yumuşayınca kevgirle süzdürerek aldım, rondoda püre haline getirdim ve tencereye ekleyip karıştırdıktan sonra bir taşım daha kaynattım.. Biraz ılınınca süzdüm ve dolapta soğumaya bıraktım.. Kesinlikle bütün hazır kayısı sularından çok daha leziz bir kayısı suyu oldu.. 1-2 gün içerisinde tüketmenizi ve servis yapmadan önce kayısı suyunu doldurduğunuz şişeyi çalkalamanızı tavsiye ederim.. Afiyet olsun...

Salı, Ağustos 15, 2006

Yemek #13: Salatalar

Soya Soslu Pirinç Salatası
Her yemek etkinliği belirlendikten sonra o etkinlik için özel, yeni bir tarif denemek istiyorum ama ya fırsat bulamıyorum ya da fotoğraflayamadan tüketmiş oluyoruz.. Etkinlik seçimi ve ev sahipliği için Şeyma'ya çok teşekkür ediyorum.. Zira salatasız bir sofra düşünemediğim gibi bazen önümde yemek üzere sadece salata oluyor:)
Nihayetinde bu etkinlik için de farklı bir lezzet deneyemedim, denedim resimleyemedim.. Üstelik işten geç geldiğimiz için bahardan bu yana çoğunlukla eşim meyve+peynir, bense salata çeşitleri yediğimiz halde.. Dün akşam eve 21:00 civarında varınca hafif ama doyurucu birşeyler yeme arayışında iken pirinç salatası yaptım.. Farklı bir tarif mi hayır ama yine de paylaşmak istedim..


Malzemeler:
1 çay fincanı pirinç (ben jasmine pirinç kullandım)
1/2 demet dereotu
2 adet kırmızı biber
3-4 adet yeşil biber
1-2 yemek kaşığı kapari
1 adet rendelenmiş havuç
Soya sosu
Zeytinyağı
1 adet limon

Öncelikle pirinçler suda haşlanır ve bu arada diğer malzemeler doğranır.. Pirinçler haşlanırken Prison Break'ın tekrar bölümlerinden birini seyretmeye dalmış olduğumdan pirinçlerimi lapa olmadan bir önceki aşamada kurtardım maalesef:( Şahsen pirinçlerin biraz daha diri kalmalarını tercih ederdim.. Pirinçleri süzgeçe alıp soğuk sudan geçirdikten sonra tüm malzemeyi ekliyor, pirinçleri ezmeden iyice karıştırıp afiyetle yiyoruz..
* Ben soya sosunun tadını sevdiğimden ve baskın olmasından hoşlandığımdan dolayı salataya tuz eklemedim ve soya sosunu bol tuttum.. Siz hafif hissedilir olmasından hoşlanıyor iseniz soya sosunu az tutun ve damak tadınıza göre tuz ekleyin.. Afiyet olsun..

Bu arada M. Sabri Koz'un 'Yemek Kitabı' ndan Maş Piyazı tarifini denedim ama onu muhtemelen ya yarın ya da sonraki gün ekleyebileceğim.. Eğer henüz bu leziz ve sevimli yeşil fasulyecikleri denemediyseniz mutlaka damak tadınıza uyacak bir tarifi deneyin..

Eğer salatayı tek başına yiyeceksem (ki akşamları eve geliş saatimizden dolayı çoğunlukla öyle oluyor) bakliyat, bulgur, pirinç, makarna eklenen salataları tercih ediyorum.. Daha önce yayınladığım ama çok sevdiğim bulgurlu salatayı da Salata Ye etkinliği ile tekrar etmiş olayım.. Tarif burada, afiyet olsun...